14 Mayıs 2015 Perşembe

İMPARATORLAR KULÜBÜ FİLMİ

                                                 6)İMPARATORLAR KULÜBÜ

      Çok güzel bir filmdi. Çok şey anlattı. Birçok şey vurguladı: dostluk, arkadaşlık, dürüstlük, erdemli davranma, iyi öğretmen olma vs. ama bence en vurgulananı dürüstlüktü. Kendine karşı, ailene karşı,  diğer insanlara karşı, dünyaya karşı dürüstlük. İnsanları kandırabilirsin ama özünde zarar gören sensindir. Bu yüzden dürüst olmalısın, dürüst olmak acı olsa bile! Eğer bir şeyleri beğenmiyorsan ya da değiştirmek istiyorsan, bunu üzerini örtmeye çalışarak değil, mücadele ederek değiştirmeye çalışmalısın. Üzerini örterek kendini ve başkalarını kandırdığın şey, gün gelir daha büyük bir problem olarak çıkar karşına.
    Kahramanımız olan öğretmenin, güzel bir tarih öğretme yöntemi vardır. Tarih sınıfına astığı tablolar, öğrencilere ezberlettiği imparator isimleri, öğrencilere giydirdiği eski Yunan kıyafetleri ile onlara tarihi yaşatmaya çalışır adeta. Hem okulda hem yurtta öğrencilere disiplini ve saygı duymayı öğretirken, derste de onlara öğrenme şevkini aşılamaya çalışır. Yeni yılda sınıfına gelen yeni öğrenci –ki film çoğunlukla bu öğrenci ile öğretmen arasında yaşananları ele alır- bir senatör çocuğudur ve kendini beğenmiş sorunlu bir tiptir. Öğretmene karşı ukala davranır. Kuralları pek takmaz. Zamanla sınıftakileri de kendine benzetmeye başlar. Öğretmen, öğrencinin babasıyla görüşür. Ve aslında öğrencinin sorunlu olmasının bir sebebinin de babası olduğunu farkeder. Öğrenciyi arayan babası, onunla uğraşacak vaktinin olmadığını bu yüzden sorun çıkarmamasını söyler. Öğrenci bu ikazdan sonra biraz yumuşar. Öğretmenin ilgi ve alakası ile kendini düzeltmeye çalışır. Ne yazık ki sorun öğrencinin ailesi ve sosyal konumundan neşet ettiği için, kesin bir düzelme olmaz. Bunu da Sezar Yarışması’nda kopya çekmesinden anlıyoruz. Oysa öğretmeni, o bu yarışmaya katılabilsin diye notunu yükseltmişti. Çünkü onun çabalarını görüp düzelebileceğini ummuştu. Yıllar sonra yapılan Sezar Yarışması’nda artık bir yetişkin olan öğrencinin, yine kopya çekmesi, öğretmeni çok şaşırtmamış olsa bile yine de üzer. Çünkü bir öğretmen olarak, öğrencisini daha iyi birisi yapamamış olmanın ızdırabını duyar. Oysa eğitim, sadece okul ortamında verilen değildir. İnsanlar, hayatta yaşadıkları her şeyden bir şeyler öğrenirler. Aile, okul, çevre hep bir şeyler katar insana. Öğretmenin en büyük pişmanlığı ise, yarışmaya katılabilecekken, sorunlu öğrencinin puanını yükselttiği için yarışmaya katılma hakkını elinden aldığı öğrencisidir. Hatasını kabul edecek kadar cesurdur öğretmen. Ve dediği gibi, eğer hata yapmamışsak, kayda değer bir şeyler yaşamamışız demektir.
    Hayatın gerçekliğini çok iyi yansıtabildi film. Alışılmışın dışında bir sonla bitti. Güzel dersler verdi. Sevdiğim filmler arasına girdi çoktan.
FİLMDEN ÇIKARDIĞIM DERS: İnsanlar iyi işler için çabalarken hatalar da yapabilir tabi. Önemli olan bu hatalara bakıp vazgeçmek değil, ders çıkarıp devam etmektir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder